12 Şubat 2008 Salı

Serçe Limanı’nda Bulunan Satranç Taşları


Serçe Liman’ında Bulunan Satranç Taşları
Suat Boztepe

Türkiye’de 11.yüzyıla ait bir batıkta satranç taşları bulunmuştur. Satranç tarihi bakımından oldukça önemli olan bu taşlarla ilgili bazı gelişmeler vardır.
Bu batık Marmaris Kalaba Burnu’yla Değirmen Burnu arasındaki Bozukkale (Loryma) yakınlarındaki Serçe Limanı denilen koyda çıkarılmıştır. Burası dağlarla çevrilidir. Adaların olduğu kısımdan derin olmadığı için gemiler geçemezler. Türk - Amerikan işbirliğiyle Prof. Dr. George F. Bass başkanlığında, 1977 - 79 yılları arasında yapılan sualtı kazılarında Sualtı Araştırma Enstitüsü ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi işbirliğiyle bulunmuş olan Ortaçağ’a ait Cam Batığı, satranç tarihi bakımından çok önemlidir. Bu batık yaklaşık 32 - 35 metre derinlikte, kıyıya yakın sayılabilecek bir yerde kum içinde, sol tarafa yatmış olarak bulunmuştur. Bazı kaynaklara göre limanda demirlemişken demir çıpanın kırılması nedeniyle sürüklenmiş ve batmış, bazı kaynaklara göre de fırtınadan kaçmaya çalışmış, fakat limana sığınamamış.
Gemi denizin dibindeyken işaretlenerek ölçülmüş, ahşap kısımların başta ışık ve oksijenden etkilenmemesi için iki yıl suyu sürekli değiştirilerek tatlı su havuzlarında bekletilmiş, daha sonra diğer işlemler uygulanarak temizlenmiş ve kurutulmuştur. Bu işlemler 1984 yılında bitmiştir. Mürettebatının kurtulduğu zannediliyor, çünkü insan kalıntısına rastlanmamış. Gemi 16 metre uzunluğuna, 5 metre genişliğinde, iki direkli, üçgen Latin yelkenli ve altı düz olduğu için nehirlerde, akarsularda gitmeye uygundur. Gemi yapımında karaağaç, çam ve birleştirme elemanı olarak bakır çivi kullanılmış. Bu geminin yapım şekli antik ve modern gemi yapım yöntemine geçişin en eski örneğini oluşturmaktadır. Günümüzde gemiler tersanelerdeki havuzlarda oluşturulan yapay dalga ve fırtınalarla test edilmekte, genişlikleri ise geçeceği kanalın büyüklüğüne göre tespit edilmektedir.
Bu batık büyük bir ihtimalle Bizans gemisidir ve taşımacılık yapmaktadır. 1990 yılından beri Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde Bodrum Kalesi’nde sergilenmektedir. Batığın sergilendiği bölüm % 50 nem ve 22 santigrat derece ısıda tutulmaktadır. Ayrıca Bodrum Sualtı Müzesi Yılın Müzesi Yarışması “Özel Övgü” ödülünü almıştır.
Arkeologların tespitlerine göre bu batık, Güney Suriye’den 1025 yılında yola çıkıp Karadeniz’e, Kırım’a veya aşağı Tuna’ya gitmektedir. Batıkta bulunan parçaların bazı kaynaklarda Ebu’l Kasım Muhammed El-Kaim Bi-Emrillah el-Fatimi (893 - 946), bazı kaynaklarda ise Ali El-Mansur El-Hakim bin Emrilllah (985 - 1021) ve Ebu’l Hasan Ali Ez-Zahir li Azim Dini İlah (1021 - 1036) dönemlerine ait olduğu belirtilmektedir. Bu Fatimi halifeleri 934 - 1036 yılları arasında Kuzey Afrika, Mısır ve Suriye’de hüküm sürmüşlerdir.
Müzede sekiz adet satranç taşı sergilenmekte, uzun yolculuklar sırasında ve o yıllarda gemi yolculukları güvenli olmadığı için etraf gözetlenirken yolcular tarafından satranç oynandığı düşünülmektedir. Bu satranç taşları ahşaptan yapılmış olup, hangi ağaçtan, hangi yöntemle, hangi taşlar örnek alınarak yapıldığı ve bu ağacın yetiştiği bölge bize bazı önemli bilgiler verecektir.
Sergilenen bu satranç taşları hakkında, eğlence başlığıyla şu açıklamalar bulunmaktadır:
“Geminin arka tarafında bulunan, yüksek rütbeli mürettebatın veya önemli yolcuların kullandıkları tahta oyması satranç taşları kesin olarak tarihlenebilen en eski satranç takımını oluşturmaktadır. Geminin orta kısmında bulunan bir oyun pulu, tayfaların veya diğer yolcuların burada tavla oynadıklarını belirtmektedir. Bu oyunlar bir olasılıkla kasaların üzerine çizilen oyun tahtaları üzerinde oynanmaktadır.”
“Gemide bulunan taş ve tuğla parçacıkları günümüzde de olduğu gibi oyun taşı olarak kullanılıyor olmalıdır.”

Faydalanılan başlıca eserler:
Kitab-ı Bahriye, Piri Reis (Tıpkı basım 1521) Ankara 1988
Bodrum, O.Alpözen Ankara 2000
www.kultur.gov.tr/portal/turizm_tr.asp?belgeno=3030
www.kultur.gov.tr/portal/yazdir_tr.asp?belgeno=3029
www.discoverturkey.com/bakanlik/b-a-bodkale-cbatik.html
Not: Bu yazı İSEM Çocuk Satranç Dergisi Eylül 2004 sayısında çıkmıştır.

Hiç yorum yok: